5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU NEDİR?

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu , genel olarak ceza hukuku hangi davranışların suç teşkil ettiği hangilerinin yaptırıma bağlandığı ve bu cezalarla yaptırımların neler olduğunu düzenleyen hukuk disiplinidir. Bütün bu esaslar ise suç ve ceza siyaseti ile belirlenmektedir. Kamu hukuku alanını ilgilendiren ceza hukuku devletle bu haksızlığı teşkil eden kişi arasında bir ilişki tesis eder. Cezalandırılan kişiler bir nevi devlete karşı da sorumludur.

Türk Ceza Hukuku’nun Anayasamızdan sonra en önemli kaynağı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunudur. Türkiye Cumhuriyeti’nde kabul edilen ilk ceza kanunu 1 Mart 1926 tarihinde kabul edilen 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunudur. 765 sayılı mülga kanun 1 Haziran 2005 tarihinde değiştirilmiş ve kanunumuz 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu olarak belirlenmiştir.

Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun, Ceza Muhakemesi Kanunu, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun,Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun, Çocuk Koruma Kanunu, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu gibi birçok kanun 5237sayılı Türk Ceza Kanunu’na kaynaklık etmekte ve yardımcı olmaktadır.

Ceza Kanunumuzda özellikle kişinin hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması amaçlanmıştır. İnsanların bir hukuk düzeninde yaşamalarının gereği olarak, kamu düzeninin, kamu güvenliğinin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, işlenen suçların cezaya tabi tutulması ceza hukukunun temel prensipleri arasında sayılmıştır.

Anayasamıza göre hangi fiillerin suç olduğunun kanunlarla açıkça belirlenmesi gerekmektedir. Anılan ilke olan kanunilik ilkesi gereğince de kıyas yasağı kanun metinlerinde açıkça vurgulanmıştır. Her suçun ve cezanın açıkça atıf yapılmayan maddeler haricinde sadece o suç ile ilgili uygulanması gerekmektedir. Bu anlamda ceza kanunun diğer kanunlarla ilişkisi hukuk devleti, adalet ve eşitlik ilkeleriyle güvence altına alınmıştır. Anlaşıldığı üzere ceza hukuku ile ilgili hükümler sadece TCK da değil diğer kanunlarda da bulunmaktadır. Ceza hukukunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.

Ceza hukuku, kişi hak ve özgürlükleri üzerinde en güçlü ve en fazla etkisi olan bir alandır. Bu nedenledir ki ceza hukukunun uygulamasında kişi hak ve özgürlüklerini güvence altına alan bazı prensipler kabul edilmiştir. Suçta ve cezada kanunilik, belirlilik, kıyas yasağı gibi birçok ilke bu prensiplere örnek teşkil etmektedir. Suçta ve cezada kanunilik ilkesi kanunun açıkça suç saymadığı bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemeyeceğini gösterir ilkedir. Keza kanunda düzenlenmeyen hallerde kimsenin cezası arttırılamaz, kimseye kanunda öngörülenden fazla ceza verilemez. Bu ilke gereğince hangi fiillerin kanunda suç olarak tanımlandığı da açıkça yazılmalıdır. Anayasamız bu prensibi ceza hukuku yaptırımı olan güvenlik tedbirleri açısından da geçerli kılmıştır. Buradan da açıkça anlaşılmaktadır ki idarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz. Belirlilik ilkesi ise kanunda yer alan suç tanımlarının açık ve seçik olmasını ifade etmektedir. Yani hangi insan davranışları suç hangileri değil bunun açık bir şekilde belirli olması gerekmektedir. Bu da kanun metinlerinin anlaşılabilir olmasının önemini bir kez daha göstermektedir. Kıyas yasağı ise ceza hukuku açısından oldukça önemli prensiplerden bir tanesidir. Kanunların suç ve ceza hükümlerinin uygulanmasında asla kıyas yapılamaz, kıyasa başvurulamaz. Bu kural, kişilerin hak ve özgürlerini koruyan en önemli kurallardan bir tanesidir.

Tüm bu açıklamalarla genel olarak ceza hukukunun nelerden ibaret olduğuna değindik. Görüldüğü üzere bu kısa yazıda bile ceza hukuku oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla kişilerin hak ve özgürlüklerinin kısıtlandığı bu alanda olan dosyalarıyla ilgili mutlaka alanında uzman kendilerine göre belirledikleri ceza avukatı ile çalışmalıdırlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir