Ankara’da Boşanma Davaları Hakkında Genel Bilgiler
Evliliğini yürütemediğini düşünen çiftler yahut çiftlerden birisi her zaman boşanma davası açabilir. Ancak boşanma davası açılırken dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Öncelikle güçlü bir dilekçe ile mahkemeye başvuru yapmak gerekir ki “kusur” ispatı açısından bu çok önemlidir. Kanunlarımızda kendi kusuruna dayanarak boşanmanın istenemeyeceği açık bir şekilde ifade edilmiştir.
Yargıtay ise bu durumu gerek kararları gerekse içtihatı birleştirme kararlarıyla açık bir şekilde ortaya koymuştur. Bu sebeple öncelikle yapılması gereken boşanma dilekçesini oluştururken Türk Medeni Kanunumuzda sayılan boşanma sebeplerinden birine dayanmak ve bunu dilekçemizde gerekçelendirmektir. Ankara’da Boşanma davaları Tülin Babaoğlan Yılmaz siz değerli müşterileri için bu tarz konularda danışmanlık vermektedir.
Ankara’da Boşanma davaları
Ankara’da Boşanma davaları ve danışmanlık hakkında bilgi almak için iletişim formundan bizlere aklınıza takılan soruları sorabilir, iletişim numaralarımızdan arayabilir veya bilgi@tulinbabaoglan.av.tr mail adresimizden bize mail gönderebilirsiniz.
Adres : Maidan İş ve Yaşam Merkezi C-112, Eskişehir Yolu Bilkent Kavşağı No : 4 Çankaya / Ankara, 06800
Telefon : 0546 646 7014
Boşanma hukuku, günümüzde boşanma davalarının eskiye nazaran artması ile Aile Hukuku gündeminde daha fazla yer edinmeye başlamıştır. Evli çiftlerden birinin veya her ikisinin bir sebepten dolayı evliliği yürütemeyeceğine karar vermesi ve evliliğini sonlandırmak istemesi boşanma davası gerekirse velayet davası , nafaka davası , tazminat davası gibi alt konuların açılmasına sebebiyet vermekte ve bu konularda uzman Boşanma Davaları ihtiyacı da günden güne artmaktadır.
Ülkemizin nüfus olarak en kalabalık illerinden olan Ankara’da Boşanma davaları sayısı açısından en önde gelen illerden olmakta, bu sayının çokluğu da Boşanma Davaları araştırmalarının artmasına yol açmaktadır. Diğer yandan Ankara’da Boşanma davaları tavsiye yazıları okumak isterseniz blog sayfamızdan okuyabilirsiniz.
Boşanma Davasında Avukat Tutmak Şart Mı?
İnternet kullanımının günümüzde çok artması , internet sitesi üzerinden site sahiplerinin para kazanıyor olması ve boşanma davalarının da çok araştırılması, bilgisi olan veya olmayan birçok site sahibinin bu konularda doğru veya yanlış, tam veya eksik binlerce içerik üretmesine neden olmuştur. Avukat Tülin Babaoğlan Yılmaz web sitesinde blog bölümünde sizlere kaynağından doğru bilgiler sunmaktayız, blog sayfamızı ziyaret ederek daha detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.
İnternet üzerinde bu kadar çok bilgi kirliliğinin olması ve insanların bir şekilde bu bilgilere ulaşıp okuyor olmaları, bunun yanı sıra daha öncesinde bireylerin kendilerinin veya tanıdıklarının boşanma davalarına dahil olmaları nedeniyle kulaktan kulağa yayılan bir bilgi kirliliğinin de olması, boşanma davası açacak kişilerin profesyonel bir Boşanma Davaları refakatinde çalışmasını bir nevi zorunlu hale getirmiştir.
Çünkü yanlış ve eksik bilgilendirmeler boşanma davası açacak kişi veya kişilerin yanlış hareketler sonucu gereksiz hak mahrumiyetlerine neden olmaktadır.
Boşanma Davası Nasıl ve Nerede Açılır ?
Boşanma davası nerede açılır konusu çok merak edilen konulardandır. Boşanma davası tarafların 6 aydan beri birlikte yaşadıkları yahut taraflardan birinin ikametgahı olan Aile Mahkemesinde dava açılabilmektedir.
Aile Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde dava Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılır. Boşanma davası nasıl açılır sorusuna ise taraflar usulüne uygun şekilde düzenlenmiş 3 nüsha dilekçeleri ile adliyeye başvurarak davalarını açabilir olarak yanıt verebiliriz.
Ankara’da Boşanma davaları Tülin Babaoğlan sizlere boşanma davalarınızda sizlere profesyonel destek sunmaktadır.
Zira bir avukatın, avukatlık ruhsatnamesini aldıktan sonra her davaya bakmakla yetkili olduğu, Ankara’da Boşanma davaları gibi alanların olmadığı, bu kelimelerin sadece belirttiğimiz sebeplerle kullanıldığı bilinen bir gerçektir.
Elbette ki bir avukatın müvekkilleri tarafından Ankara’da Boşanma davaları olması için sağlaması gereken, her müvekkilin birbirinden ayrı ayrı beklediği hususlar vardır. Kimi müvekkil boşanma süresinde avukatından en hızlı adımları atmasını beklerken kimisi her aradığında ulaşmayı bekler. Bu nedenlerle de kişilerin belirleyecekleri Ankaradaki boşanma davalarıı tabiri kişiden kişiye değişmektedir.
Bu anlamda hukuk büromuzun ve kurucu avukatımızın temel hedefi müvekkilleri gözünde Ankara’da Boşanma davaları Tülin Babaoğlan Yılmaz olabilmektir. Bu tabiri hak etmek için profesyonel, disiplinli bir çalışma gerektiği kadar müvekkillerimizle aramızda samimiyetin ve güvenin de farkında olarak çalışmaktayız.
Ankara’da Boşanma davalarıı ne yapar sorularıyla sıklıkla karşılaşmakta olup kişilerin kendilerine göre belirledikleri avukat, müvekkilin tüm beklentilerine cevap veren avukattır. Boşanma dava sürecindeki tüm karmaşayı ve stresi en aza indirmeyi amaçlayan avukatlar, işlerini doğru ve ahlaki olarak da sorumluluk içerisinde yapmakla yükümlüdürler.
Bu anlamda müvekkillerin en doğru seçimi yapması için boşanma davası müvekkillerine doğru adımlar da attırabilecektir. Aile ilişkisi arada çocuk varsa boşanma olsa bile sürekli görüşmeyi ve iletişim halinde olmayı gerektiren bir ilişkidir. Bu sebeple özellikle müşterek çocuk olması halinde boşandıktan sonra her şey bitmemektedir. Bu anlamda boşanma sürecinde avukatın atacağı adımlar çok önemlidir.
Velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat hususları, edinilmiş mallara katılma rejiminden yahut seçilmiş diğer rejimlerden kaynaklı mal paylaşımları, ziynet alacakları çok tabii ki daha önceden sıklıkla boşanma davası almış avukat tarafından takip edilmesi önemli, oldukça ayrıntılı hususlardır. Bu sebeplerle mutlaka kişilere boşanma davalarını açmadan önce bir “Ankara’da Boşanma davaları tavsiye” edilir.
Görüştükleri avukatlar arasından Ankara’da Boşanma davalarıına karar verip, davalarını avukatıyla beraber yürütmeleri davadan en karlı şekilde çıkmalarını sağlayacaktır.
Ayrıca boşanma davaları baştan sona kişisel konuları içerdiğinden oldukça gerginlik ve stres içeren davalardır. Avukatlar sizin duruşmaya dahi katılmanıza gerek olmadan bu stres ve yorgunluğu üzerinizden alacaklardır.
Zira tecrübeli Ankara’da Boşanma davaları boşanma davası esnasında karşılaşacağı her şeye hazırlıklıdır.
Pandemi Sürecinde Dava Açılır Mı?
Dünya gündemine bomba gibi oturan pandemi sebebi ile boşanma davaları da bir süre ertelenmişti. Alınan tedbirler ile birlikte izolasyon vurgusu ile herkes evinde kalmak zorunda kaldı. Alınan tedbirler kapsamında mahkemeler de kapandı yani yargı süreci de aslında Covid 19 virüsünden etkilenmiş oldu. Adalet Bakanlığı tarafından verilen karar ile birlikte önem arz etmeyen ve herhangi bir aciliyeti olmayan davaların ertelenmesi kararı verildi. Pandemi sürecinde avukatınıza vekalet vererek boşanma davalarını yürütebilirsiniz.
Boşanma Masrafları 2023
Boşanma davası maliyeti veya boşanma davası fiyatları Bu soru çok sık karşılaştığımız bir soru olup, davanın türüne ve talep edilenlerin miktarına göre değişmektedir. Bazı dava türleri miktarı ne olursa olsun aynı maktu arca tabi iken bazı dava türleri talep edilen miktara göre oranlanarak harca tabi tutulur.
Ankara’da Boşanma davaları olan Tülin Yılmaz’ın boşanma ücretleri ilgili daha kapsamlı yazısına buradan ulaşabilirsiniz : https://tulinbabaoglan.av.tr/bosanma-davasi-ucreti-masraflari-ve-fiyatlari/
Boşanma Davalarında Mal Paylaşımı
İster çekişmeli boşanma davaları olsun ister anlaşmalı boşanma davaları olsun, en çok merak edilen konulardan biri boşanmalarda mal paylaşımı konularıdır. Çünkü özellikle çekişmeli boşanmalarda ve mal variyetinin yüksek olması durumunda taraflar olabildiğince çok hakka sahip olmak adına karşı davalar açmaktadırlar.
Boşanma Davaları arasında yer alan Ankara’da Boşanma davaları Tülin Babaoğlan siz değerli müşterileri için bu tarz konularda danışmanlık vermektedir. Evli çiftler evliliklerinin devam ettiği süreç boyunca sahip oldukları mallar hususunda, yasalar gereği olarak mallar üzerinde bir takım haklara sahip olabilmektedirler.
Evlilik sırasında tarafların kendilerine ait mal varlıkları olabileceği gibi, ortak mal varlıkları da olabilmektedir. Bu konuda evlenmeden önce evlilik sözleşmesi oluşturulabilir. Evlilik sözleşmesinde boşanma durumunda mal paylaşımın nasıl yapılacağı belirlenebilir. Ancak birçok evlilikte evlilik sözleşmesi olmadığından boşanma durumu söz konusu olduğunda mal dağılımı hususunda bir fikir birliği olmamakta, tarafların hakların kesin çizgilerle belli olmamakta ve taraflar boşanma avukat yardımı ile dava yoluna gitmeyi tercih etmektedir.
Boşanma davaları veya mal paylaşımı ile ilgili davalar eşlerden birinin ikamet ettiği yerde, örneğin Ankara’da Çankaya civarında da ikamet eden eş için Ankara Adliyesinde görülür.
Boşanmaya Karar Verdikten Sonra Yapılması Gerekenler Nelerdir?
Boşanmaya karar veren çift öncelikle davayı kendi açıp takip edecekse yeterli hukuki bilgiye sahip olması gerektiği gibi gerekirse Ankara’da Boşanma davaları en azından sözlü ya da yazılı olarak danışmanlık almalı, hukuki haklarını öğrenmelidir. Yeri gelmişken boşanma hususunda şu durumun da açıklanmasında fayda vardır.
Bilinmelidir ki bir avukat ruhsatını aldıktan sonra her alanda davaya bakabilecek yetkiye sahiptir ve net Ankara’da Boşanma davaları diye bir ayrım bulunmamaktadır. Ancak alanda uzmanlaşma farklı bir konudur.
Zira boşanma davaları hukuken avukat olmadan da açılabilecek olmasına rağmen gerek kanun bilgileri gerekse Yargıtay kararlarına hakimiyeti açısından mutlaka bir avukatla davaların takip edilmesi tarafımızca önerilmektedir.
Örneğin anlaşmalı boşanma davalarında taraflar çok kısa süren işlemleri kendi başlarına açabileceklerini düşünmekte ve ne yazık ki sonradan büyük kayıplara uğramaktadırlar.
Haklarınızı detaylı olarak korumadan yazılan protokol sonrasında karşı tarafın 1 yıl içinde her zaman maddi ve manevi tazminat davası açma hakları bulunacaktır. Yahut çekişmeli boşanma davasındaki bir sürenin kaçırılması, bir usuli işlemin eksik yapılması davanızın reddine sebebiyet verecek olup taraflar açısından geri dönüşü imkansız zararlara yol açacaktır.
Boşanma Davasının Sebepleri Nelerdir?
Türk Medeni Kanunumuz boşanma davalarında genel ve özel sebepler olmak üzere 2 tür ayrıma gitmiştir. Genel sebep evlilik birliğinin temelinden sarsılması iken özel sebepler arasında; zina, hayata kast, pek kötü muamele, onur kırıcı davranış, akıl hastalığı, küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme sayılabilir.
Tek Celsede Boşanma Nasıl Olur?
Tek celsede boşanmak için öncelikle her iki tarafında da bir boşanma protokolü hazırlaması ve ardından bu protokolü imzalamaları ve protokol ile birlikte dava açmaları gerekmektedir. Dava durumunda, mahkemede iradelerini özgürce beyan etmeleri ve hazırlanan boşanma sözleşmesini hukuka uygun olarak onaylanması gerekmektedir.
Çiftlerin öncelikle boşanmalarına yönelik beyanda bulunmaları gerekmektedir. Anlaşmalı boşanma davalarında mutlaka iki nüsha olacak şekilde boşanmak istediklerine ilişkin dilekçe hazırlanmalıdır.
Aynı zamanda avukat tayin edilmemişse nüfus cüzdanı fotokopisi de eklenmelidir. Avukat var ise nüfus cüzdanı fotokopisine gerek duyulmamaktadır. Dilekçeye ek olarak boşanma protokolü de eklenmelidir. Titiz bir şekilde hazırlık yapılması gerekmektedir.
Bu nedenle hazırlanan sözleşmede örneğin ortak bir çocuk varsa, velayet konusu, nafaka gerekip gerekmediği, tazminat ve mal paylaşımı miktarı da tek celsede boşanmak için ilgili sözleşmede detaylı olarak belirtilmiş olması gerekmektedir. İlgili sözleşme ıslak imzalı olmalı ve mahkeme sahte sözleşmeleri veya sözleşmelerin kopyalarını kabul etmeyecektir. Gerekli evrakların konulabilmesi için dava dosyası, dava sunulduğunda bir adet pul ve dava harcının ödendiğini gösteren bir belge eklenmelidir. Gerekli tüm belge ve belgelerin eksiksiz olması halinde mahkeme tarafların boşanmasına karar verir.
Ankara’da Anlaşmalı Boşanma davaları
En az 1 yıl boyunca evli olan ve boşanmanın asli ve feri olmak üzere tüm hususlarında anlaşan kişiler anlaşmalı boşanma davası ile evliliklerine çok kısa bir sürede son verebilirler. Anlaşmalı boşanma davasının şartları hususunda müvekkiller çok fazla tereddüde düşmekte ve acele etmeleri nedeniyle çok önemli hatalar yapmaktadır.
Anlaşmalı boşanma davasının şartları konusunda ilk olarak söylediğimiz gibi en az 1 yıl evli olmak, boşanmanın tüm hususlarında anlaşmak (ki bunlara velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat, çocukların diğer eşle ne sıklıkla görüşeceği, kişisel ilişki tesisi dahildir), mahkemeye protokol sunmak sözlü olarak davayı bizzat duruşmaya katılarak kabul etmektir.
Tüm bu şartların sağlanması halinde hakim anlaşmalı boşanma davasının kabulüne karar verebilecektir. Avukat Tülin Babaoğlan Yılmaz siz değerli müşterileri için bu tarz konularda profesyonel danışmanlık vermektedir.
Burada sıklıkla karşılaştığımız bir husus şudur; müvekkiller anlaşmalı boşanmanın kolay olduğu, çok kısa sürdüğü için bir boşanma davası avukatı na ihtiyaç olmadığını düşünmektedirler.
Ancak bu çok sık yapılan ve geri dönülmesi imkansız zararlara yol açabilecek bir hatadır. Yine birçok müvekkil bu düşünceyle teknoloji devrinde yaşadığımız için internette rastgele “anlaşmalı boşanma davası protokol” , “protokol örneği” gibi kelimelerle arama yapmakta, ilk buldukları protokolü kendilerine göre hazırlayıp dava açmaktadırlar.
Dava bitip boşanmaya karar verildikten sonra bir boşanma davası avukatına danışan taraf haklarını öğrenip karşı tarafa yeniden dava açabilmekte ve tüm hususlarda anlaştığını, karşı tarafın bir talebi olmadan boşandığını zanneden eş birden çok yüksek miktarlarda talepli davalarla karşılaşabilmektedir.
Bu durumun önlenmesi için mutlaka en azından anlaşmalı boşanma protokolünün hazırlanması evresinde boşanma davası avukatına danışılmalı hatta boşanma protokolünün avukatlar aracılığıyla hazırlanması sağlanmalıdır.
Protokolün eksik düzenlenmesi akabinde taraflardan biri hakkında yüksek meblağlı başka bir dava açılabileceğine ilişkin örnek Yargıtay kararı bu yöndeki tespitlerimizi kanıtlar niteliktedir.
Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 2015/22210 E , 2017/17561 K ve 26/12/2017 tarihli kararında “Kural olarak anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir.
Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca davaya konu edilebilirler. Boşanma davası Avukatı Tülin Babaoğlan Yılmaz siz değerli müşterileri için bu tarz konularda profesyonel danışmanlık vermektedir.
Mahkemece, davacı …’in boşanma davasında 09.04.2014 tarihli duruşmadaki “karşı taraftan herhangi bir eşya talebim yoktur” şeklindeki beyanının mahkeme içi ikrar niteliğinde olup görülmekte olan davada davacı aleyhine kesin delil teşkil ettiği, davacının bu ikrarına rağmen görülmekte olan davayı açmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, davacı …’in beyanında geçen“eşya” kavramının taşınmaz ve taşınır mallar ile boşanmanın feri niteliğinde olmayan mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan “değer artış payı ve katılma alacağı” taleplerini de kapsadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; ulaşılan sonuç isabetli değildir.
Şöyle ki; boşanma dava dosyasının incelenmesinde protokolün 2. maddesinde “davalı ve şahsım olan davacı birbirimizden tazminat ve nafaka talebimiz yoktur” şeklinde, 3. maddesinde “eşyalar taksim konusunda da anlaşma sağlanmıştır” şeklinde düzenlemeler bulunduğu, davacı …’in duruşmada “davalı ile boşanma ve ferilerinde anlaştık, buna göre davalıdan herhangi bir şekilde ziynet, eşya, maddi, manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası talebim yoktur” şeklinde beyanda bulunduğu, mahkemece hükmün 3.bendinde “tarafların birbirlerinden tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, ziynet ve eşya talepleri olmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına” ve 8. bendinde “5 maddeden ibaret bila tarihli protokolün aynen tasdikine ve kararın eki sayılmasına” karar verildiği belirlenmiştir. Ankara’da Boşanma davaları Tülin Babaoğlan ile bu konularda iletişime geçerek bilgi alabilirsiniz.
Görüldüğü üzere, gerek protokol içeriği gerekse hükme geçirilen mali hususlara dair hüküm fıkrası ile tarafların karşılıklı anlaşmalarını bildirdikleri imzalarını taşıyan kararın verildiği duruşmadaki beyanları birlikte değerlendirildiğinde; tarafların karşılıklı olarak eşya ve ziynet taleplerinin bulunmadığının kabul edildiği, bunun dışındaki anlaşmanın boşanmanın fer’i (eki) niteliğindeki konulara dair olduğu, mal rejiminin tasfiyesi konusunda bir anlaşma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
TMK. 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma kararı için; eşlerin boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki hususlarda anlaşmış olmaları gerekir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir.
Ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına da yasal bir engel yoktur. Bu bakımdan mal rejiminin tasfiyesine dair bir anlaşma yapılmadığı anlaşıldığından, davacı tarafından eldeki davanın açılmasına engel bir durum bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak tartışılması ve tüm deliller değerlendirildikten sonra talebin esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.”
Anlaşmalı boşanma davalarında taraflar bizzat duruşmaya katılıp, protokolde yazan tüm hususları kabul ettiklerini sözlü olarak beyan etmelidir.
Avukatların çoğu zaman bir hafta on gün içerisinde bitirdikleri anlaşmalı boşanma davaları tarafların davayı kendilerinin takip etmesiyle aylar sürebilmektedir. Duruşmanın öne alımı için dilekçe verilmesi, gerekçeli kararın yazılması tebliğe çıkarılması, itiraz sürelerinin beklenmesi gibi hususlar ancak bir etimesgut Ankara’da Boşanma davalarıının hızlandırabileceği usuli işlemlerdir.
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir.
Bu halde anlaşmalı boşanma davasının “çekişmeli boşanma” olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple, mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak.
Dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere sure verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. Ankara’da Boşanma davaları Tülin Babaoğlan Yılmaz siz değerli müşterileri için bu tarz konularda profesyonel danışmanlık vermektedir.
Anlaşmalı Boşanmada Taraflardan Biri Gelmezse Ne Olur?
Anlaşmalı boşanma genellikle çiftlerin isteyerek mahkemeye başvurması ve aksi bir durum olmaması durumunda davanın boşanma ile bitmesini sağlamaktadır. Ancak davalar ne kadar anlaşmalı olarak açılmış olsa da kişilerin boşanma davasına gelmemesi gibi durumlarında dava çekişmeli boşanma davasına dönmektedir. Bunun sebebi ise hakimlerin hem davacı hem de davalı tarafından yanı çiftlerin her ikisinden de boşanmak istediklerini sözlü bir şekilde beyan etmesi durumunda gerçekleşmektedir. Bu yüzden de boşanma davasının hızlı bir şekilde gerçekleşmesi için çiftlerin her ikisinin de orada bulunması gerekmektedir. Bulunmaması durumunda ise mahkeme uzamakta ve boşanma süreci düşünüldüğünden de yorucu bir aşamaya sürüklenmektedir.
ANLAŞMALI VE ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI ARASINDAKİ FARKLAR
Anlaşmalı boşanma, adından da anlaşılacağı üzere eşlerin boşanma ve boşanmanın mali sonuçları hakkında (Tazminat, nafaka, velayet, eşya paylaşımı vs.) anlaşmaya varmaları, bu doğrultuda bir protokol hazırlamaları ve yine bu doğrultudaki iradelerini hakim huzurunda bizzat beyan etmeleri ile mümkündür. 1 yılını doldurmamış evliliklerde anlaşmalı boşanma mümkün değildir.
Çekişmeli boşanma ise, tarafların boşanma ya da boşanmanın mali sonuçlarında anlaşmaya varamamaları halinde ya da 1 yılını doldurmayan evliliklerde söz konusu olmaktadır. Taraflar iddialarını ispat etmekle yükümlüdür. Boşanma davalarında en önemli delil tanık/şahit delilidir. Tanıkların yakın akraba olması, yaşının küçük olması tanıklıklarının kabul edilmeyeceği anlamına gelmez.
Önemli olan tanık beyanlarını değerlendirecek olan hakimin kanaatidir. Boşanma davası Avukatı Tülin Babaoğlan Yılmaz siz değerli müşterileri için bu tarz konularda profesyonel danışmanlık vermektedir.
Boşanma Davası Dilekçesi Nasıl Hazırlanılır ?
Burada en önemli husus doğru mahkemenin tespiti, doğru delillere dayanmak ve muhakkak ki hukuken işe yarayacak doğru iddialarda bulunmaktır. Boşanma dava dilekçesinde bulunması gerekli zorunlu şartları taşımayan dilekçeler usulden reddedileceği gibi hukuken doğru bulunmayan boşanma iddiaları sebebiyle de, yahut dilekçede tarafların kendilerini doğru ifade edememeleri sebebiyle dava esastan reddedilebilecektir.
Davanın reddi boşanma talebinin geri çevrilmesi ve mutsuz bir evlilik içerisinde hapsolmak olduğu kadar esastan reddedilmiş bir dava sonrasında yeniden boşanma davası açmak da bir o kadar zor ve uzman Ankara’da Boşanma davaları tarafından yapılması gereken bir işlemdir.
Bazen taraflar kendileri eksik iddia ve dilekçe ile usuli işlemleri yerine getirmeden dava açmakta ve alanında uzman Ankara’da Boşanma davaları ile çalışmadıklarından davayı kaybedebilmektedirler. Peki boşanma davası kaybedilirse ne olur?
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2005/2752 E. 2006/30 K. 1/3/2006 tarihli kararında bu durum açıkca anlatılmıştır. Anılan kararda şu hükümlere yer verilmiştir. “Uyuşmazlık; davacı tarafından aynı nedenlere dayanılarak açılıp red ile sonuçlanan önceki davadan sonra, davalıdan kaynaklanan yeni bir olayın varlığının kanıtlanıp kanıtlanamadığı noktasında toplanmaktadır.
Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir.
Diğer taraftan, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlanmamalıdır. Esasen böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.
Dosyadaki bilgi, belge ve tanık beyanlarına göre davacı koca, tarafların müşterek ikamet ettikleri evin de aralarında bulunduğu, kendi adına kayıtlı tüm taşınmazları satmış; bu nedenle müşterek haneden ayrılan davalı kadın aleyhine, 19.10.1995 ve 19.09.1996 tarihlerinde şiddetli geçimsizlik nedeniyle, 22.12.2000 tarihinde fiili ayrılık nedeniyle boşanma davaları açmış ve davalar reddedilerek kesinleşmiştir.
Davacı tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanılarak, aynı maddi olgular ileri sürülmek suretiyle 19.9.1996 tarihinde açılıp, ispatlanamamış olması nedeniyle reddedilen önceki davadan sonra taraflar bir araya gelmediklerine göre, taraflar arasında geçimsizlikten söz edilmesi olanaklı değildir. Ankara’da Boşanma davaları Tülin Babaoğlan Yılmaz siz değerli müşterileri için bu tarz konularda profesyonel danışmanlık vermektedir.
Her ne kadar davacının, bakıma muhtaç hale gelmesi nedeniyle davalı tarafından huzur evinde yaşamak zorunda bırakıldığı ileri sürülmüş ise de, davacının tüm malvarlığını elinden çıkardıktan sonra kendi isteğiyle huzurevine yerleştiği, davalının her hangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Direnme gerekçesine gelince; davacı dava dilekçesinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanarak, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilmesini istemiş; davacı vekili duruşmada, T.M.K’nun 166/son maddesinde öngörülen fiili ayrılık nedenine dayanmadıklarını açıkça ifade etmiştir.
Görüldüğü üzere, fiili ayrılık nedeniyle açılmış bir dava bulunmadığı halde; Mahkemece yanlış temele dayalı olarak, aynı nedenle açılıp reddedilen önceki davadan sonra üç yıllık fiili ayrılık süresinin geçip geçmediği irdelenmiş ve yanılgılı gerekçeyle, bu yönden de boşanma kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Yukarıda açıklanan olgular karşısında, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasında, temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli davalıdan kaynaklanan yeni bir olayın varlığının kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Boşanma davaları Tülin Babaoğlan Yılmaz siz değerli müşterileri için bu tarz konularda profesyonel danışmanlık vermektedir.
Boşanma Sebepleri Nelerdir?
Zina sebebiyle boşanma davası
4721 sayılı Türk Medeni Kanunumuzun 161. Maddesinde düzenlenen zina, eşlerden birinin evlilik birliği içerisindeyken diğer eşi aldatmasıdır. Zina kanunlarımızda mutlak bir boşanma sebebi olarak sayılmaktadır. Bu, zinanın varlığının kanıtlanması halinde hakimin boşanmaya karar vermesi için başka bir gerekçe aramayacak olmasıdır. Zinayı öğrenen eş, öğrenme tarihinden itibaren 6 ay herhalde 5 yıl içerisinde dava açmalıdır. Aksi takdirde dava açma hakkı düşecektir. Bu durumu affeden eş bir daha boşanma konusunda bu hususa dayanamayacaktır.
Ancak hayatın olağan akışı içerisinde şu durumlarla sıkça karşılaşılmaktadır. Taraflardan birisi diğerini aldatmış, başka bir kişi ile cinsi münasebette bulunmuş, diğer tarafta kimi zaman maddi zorluklar kimi zaman ise çocuklarım annesiz babasız büyümesin düşüncesiyle bu durumu sineye çekip evliliklerine devam etmiştir.
Bu gibi Yargıtay tarafından örtülü af olarak kabul edilen durumlarda zinaya dayanılarak dava açılıp açılmayacağı konusunda mutlaka bir boşanma (daha çok aile hukuku alanında çalışan) Ankara boşanma davalarıı ile zaman kaybetmeden danışılmalıdır.
Zina nedeniyle boşanma davaları için özellikle Yargıtay’ın şu kararlarını incelemek gerekir. Yargıtay, evden kaçan evli bir kadının geceyi bir erkeğin evinde geçirmesini ve bir kocanın geceyi bir kadınla otelde aynı odada geçirmesini zina sebebi sayarak boşanma nedeni olarak kabul etti. Yargıtay zina konusunda imza attığı iki karar dikkat çekti.
Yerel mahkemelerin boşanma davalarında aldıkları kararları bozan Yargıtay, evli bir kişinin karşı cinsten birisiyle aynı yerde kalmasını zina olarak değerlendirerek tartışma yaratacak kararlara imza attı.
Habertürk Gazetesi’nden Yasemin Güneri’nin haberine göre Konya’da yaşayan A.L., karısı M.L.’ye, 2011 yılında “zina yaptığı” gerekçesiyle boşanma davası açtı. Davacı koca A.L., eşinin evi terk ederek başka bir erkeğin evinde geceyi geçirdiğini iddia ederek boşanmak istediğini kaydetti. Davaya bakan Konya 2. Aile Mahkemesi, davalı kadın M.L.’nin geceyi başka bir erkeğin evinde geçirmesinin “zina” olarak yorumlanamayacağını belirterek davayı reddetti.
Ancak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yapılan itiraz üzerine yerel mahkemenin kararını bozdu. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, “Davalının evden kaçıp geceyi başka bir erkeğin evinde geçirdiği anlaşılmaktadır. Bu durum, zinanın varlığı için yeterlidir. Zina kanıtlanmıştır. Öyleyse, istek doğrultusunda boşanmaya karar verilmesi gerekirken, değerlendirmede yanılgıya düşülerek davanın reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır” şeklinde görüş bildirdi.
Dosyanın gönderildiği yerel mahkeme, Yargıtay’ın kararına itiraz etmeyip kararında direnmedi. Böylece Yargıtay’ın hükmü de kesinleşmiş oldu. İçtihat oluşturacak bu kararın ardından başka bir erkeğin evinde kalmak “zina” nedeni sayılabilecek. Yargıtay, davacı eşin tazminat talebinin de kabul edilmesine karar verdi. Ankara’da Boşanma davası Avukatı Tülin Babaoğlan Yılmaz siz değerli müşterileri için bu tarz konularda profesyonel danışmanlık vermektedir.
Hayata Kast, Pek Kötü Muamele, Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Davası
Türk Medeni Kanunumuzun 162. Maddesinden düzenlenen hükümle “eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kast edilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.” denmiştir.
Hayata kastta eşlerden birinin diğerini bilerek ve isteyerek öldürme girişiminde bulunmasını ifade ederken pek kötü muamele genelde evlilik birliği içerisinde kadının ya da erkeğin gördüğü genelde fiziki şiddeti, darbı, onur kırıcı davranış ise diğer eşi küçük düşürmeyi onunla alay etmeyi ifade eder.
Anılan maddelerin içine birçok sebep sayılabilecekken zinada bahsettiğimiz gibi hak düşürücü süreler eşin dava sebebini öğrenmesinden itibaren 6 ay herhalde 5 yıldır. Yine affeden tarafın bu sebeplere dayanarak boşanma davası açması davanın reddine sebep olabilecekken bu konu ile de ilgili mutlaka alanında uzman bir Ankara boşanma davaları tavsiye edilmektedir.
Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davası
Akıl hastalığı boşanma dava sebepleri arasında önemli bir yere sahiptir. Şizofreni gibi birçok hastalığa sahip eşler tedavilerini aksatarak, unutarak kimi zaman ise bilinçli olarak tedavi edilmek istemeyerek evlilik birliğini diğer eş için çekilmez hale getirmektedir. Bu hususta önemli bir nokta akıl hastalığının ne zaman başladığıdır.
Boşanmak isteyen kişiler bu durumla ilgili sıkça hataya düşmekte ve boşanma davaları çoğu zaman reddedilmektedir. Akıl hastalığı zaten bir evlenme engeli olduğundan kanun hükmünde değinilmek istenen evlilik birliğinin kurulmasından sonra ortaya çıkan akıl hastalığıdır.
Türk Medeni Kanunumuzun 165. Maddesinde akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası hakkında şu bilgilere yer verilmiştir. “Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.” Maddede açıkça yazıldığı üzere sağlık kurulu raporunda hastalığın geçme olasılığının bulunmadığı mutlaka yazılmalıdır.
Örneğin eşinize şizofren tanısı konmuş olabilir. İlaçlarını içtiği sürece hastalığıyla ilgili sorun yaşamayan bir eşiniz varsa büyük olasılıkla sağlık raporunda bu hastalığın evlilik birliğini temelinden sarsmadığı yazacak ve boşanma davanız reddedilecektir.
Anılan sebeplerle her maddede değindiğimiz üzere alanında uzman boşanma davalarıı ile çalışmak aslında öneriden ziyade taraflar için bir zorunluluk olarak görünmelidir. Boşanma Davası açmak için Avukat Tülin Babaoğlan Yılmaz siz değerli müşterileri için bu tarz konularda profesyonel danışmanlık vermektedir.
Küçük Düşürücü Suç İşleme, Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebine Dayalı Boşanma Davası
Türk Medeni Kanunumuzun 163. Maddesinde “Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Örneğin eşi küçük çocuklara cinsel istismarda bulunmaktan ceza alan bir kişinin bu evlilik birliğini sürdürmesinin ondan beklenemeyeceğini Yargıtay kabul etmiştir. Kişinin yaşadığı ortama göre işlenen suçun nevi değişebilecektir.
Çok zengin bir kişi için eşinin hırsızlık yapması, küçük düşürücü suç işleme, haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı olarak boşanma davası açmasına ve kazanmasına yetecek iken, hırsızlıktan sabıkası olan ve yargılanan bir kişi eşinin bu dosyası için anılan hükme dayanarak dava açamayabilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2014/20560 E. 2015/4947 K. 19/03/2015 tarihli kararında da bu hususlara ayrıntılı bir şekilde yer verilmiştir. Şöyle ki; “Davalının, on iki yaşında bir kız çocuğuna cinsel tacizde bulunduğu, suçu sabit görülerek bundan dolayı ceza aldığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır.
Mahkemece, “davalının bu suçu bir kere işlemiş olmasının tek başına boşanmaya neden olmayacağı vicdani kanaatine varıldığı, bu durumun evliliği diğer eş bakımından çekilmez hale getirdiğinin ispatlanması gerektiği, bu yolda delil getirilmediği” gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Dava Türk Medeni Kanununun 163. maddesinde yer alan “küçük düşürücü suç işleme” sebebine dayanılarak açılmıştır, işlenen suçun niteliğine göre davacının dava açması karşısında onunla birlikte yaşaması kendisinden beklenemeyeceği açık ve tartışmasızdır.
Boşanma sebebi gerçekleşmiştir. Davanın kabulü gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiştir.” Hükümlerine yer verilmiştir.
Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeniyle Çekişmeli Boşanma Davası
Zina, hayata kast, pek kötü muamele, onur kırıcı davranış, akıl hastalığı, küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme gibi özel sebeplere dayanarak açılamayan çekişmeli boşanma davası, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayanarak açılabilir.
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile açılan çekişmeli boşanma davası oldukça ayrıntılı hususları olan ve Yargıtay kararlarının yakından takibi ile açılabilecek bir davadır.
Eski Medeni Kanunumuzda şiddetli geçimsizlik olarak bilinen genel sebebimiz yeni medeni kanunumuzda evlilik birliğinin temelinden sarsılması olarak düzenlenmiştir. Birçok danışanımızda karşılaştığımız sorulardan birisi “evlilik birliğinin temelinden sarılması şartlarının neler olduğudur. Bu zamana kadar oluşmuş içtihatlar ve kanunun açık hükümleri gereğince bu şartların sınırlı sayıda olmadığı söylenebilir.
Ancak eşine yalan söylemek, eşinin ailesinin sürekli evliliklerine karışması, kaynana ile yaşamak, eşin cimri olması, eşin kumar oynaması, eşin alkol kullanması, sürekli kavga etmek, ailesinin eşine kötü davranmasını engellememek, kadının çalışmasına izin vermemek, eş üzerinde baskı kurmak, kıskanmak, eşin arkadaşlarıyla görüşmesine izin vermemek, ailesine hakaret etmek, eşine sevmediğini söylemek, başka birisini sevdiğini söylemek gibi durumlar evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında önemli rol oynamaktadır.
Bu durumlarla karşılaşan kişiler çekişmeli boşanma davası açarak kendilerini iyi bir şekilde mahkemede ifade etmeleri, usuli tüm işlemleri süreleri kaçmadan yapabilmeleri sonrasında davayı kazanabileceklerdir.
Çekişmeli Boşanma Davalarının en önemli hususu tanıklardır. Zira boşanmanın gerçekleşmesi için sadece bu durumların varlığı yeterli olmayıp bir de bu durumların evliliği diğer eş için çekilmez hale getirdiği kabul edilmelidir.
Çekişmeli boşanma davaları usuli ayrıntıları çok olan ve uzmanlık gerektiren davalar olup mutlaka bir Boşanma Davaları ile çalışılması gerekmektedir. Yargıtay kararları ile oluşturulan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı çekişmeli boşanma dilekçesi ile istenilen sonuca ulaşmak için detaylı ve titiz bir çalışmaya ihtiyaç vardır.
Çekişmeli Boşanma hususunda bir diğer husus kusur durumudur. Kimse kendi kusurundan kaynaklı olaylara dayanarak boşanma davası açamaz. Yargıtay’ın 2. Hukuk Dairesi’nin 2016/1826 E. 2016/2489 K. 15/2/2016 tarihli kararında bu konuya ilişkin şu hükümlere yer verilmiştir; “Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir.
Mahkemece; “davacının uzun süre yurt dışında yaşadığı ve maddi ve manevi yükümlülüklerini yerine getirmediği, evlilik birliği içindeki sadakat güven ve paylaşım ortamının davacının kusurlu davranışları yüzünden ortadan kalktığı” gerekçesiyle boşanmaya neden olan olaylarda davacı erkek tam kusurlu kabul edilmiş ancak evlilik birliğinin devamında eş ve çocuklar için yarar kalmadığından tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine göre boşanmaya karar vermek için davalının az da olsa kusurlu bulunması zorunludur. Oysa toplanan delillerden davalı kadının kusuru kanıtlanamamıştır. Davacı tam kusurludur.
Bir kimse sırf kendi kusuruna dayanarak boşanma hükmü elde edemez. Boşanma davalarıı Tülin Babaoğlan Yılmaz siz değerli müşterileri için bu tarz konularda profesyonel danışmanlık vermektedir.
display: none;
Avukat Tülin Babaoğlan İletişim
Avukat Tülin Babaoğlan Maidan’daki ofisinde sizleri Boşanma davaları ile ilgili konularda Ankara boşanma davalarıı arayışlarınızda bilgi almanız için beklemektedir.
Adres: Maidan İş ve Yaşam Merkezi C-112, Eskişehir Yolu Bilkent Kavşağı No : 4 Çankaya / Ankara, 06800
Telefon : 0546 646 7014
Hizmetlerimiz hakkında bilgi almak için iletişim formundan bizlere aklınıza takılan soruları sorabilir, iletişim numaralarımızdan arayabilir veya bilgi@tulinbabaoglan.av.tr mail adresimizden bize mail gönderebilirsiniz. Ayrıca ankara boşanma davalarıı tavsiye yazılarımız için blog bölümümüze bakabilirsiniz.
Boşanma davaları hakkındaki sorularınızı yorum bölümünden sorabilirsiniz.
Yurt disinda yaşıyorum ve bosanmak icin tavsiyeler uzerine Tulin hanimla iletisime gectim. Ne zaman arasam yurt dışında olmama ragmen geri donus yapti. Dosyam ile ilgili hicbir zaman gozum arkada kalmadi. Butun tedirginlimi anlayip hepsine yonelik cozumler uretti.
Esimin şiddetlerinden korkup siginma evine yerlestigimde beni elimden tutup kaldiran, korkularimdan uzaklastiran, dosyami sekilde sonuclandiran kisidir tulin hanim. ankaranin bosanma avukati midir bilmem ama benim hayatimda tanidigim hem avukat hem insandır.
teşekkür ederiz. Boşanma avukatı olarak her zaman yanınızdayız.
Anlaşmalı boşanma dosyamızda bize olan yardımlarınızdan ötürü teşekkür ederiz sureci en sıkıntısız şekilde gecirdik
Teşekkürler Sefer Bey