Nafaka, hukuki anlamda bir kimseye bağlanan geçimini sağlamaya yönelik aylık anlamına gelmektedir. Nafakanın ödenmemesi halinde ne olacağının tespitinden önce nafakanın türlerine değinmekte fayda vardır. Bakım nafakası ve yardım nafakası olmak üzere genel anlamda ikiye ayrılan nafakanın günümüzde en çok sorun teşkil eden bölümü bakım nafakalarıdır.Bu konu ile ilgili çok gelen sorular ise Nafaka Ödenmezse Ne Olur , nafaka ödenmezse cezası nedir gibi sorulardır.
Bakım nafakası üç ayrı başlık altında incelenir.
- Yoksulluk nafakası
- İştirak nafakası
- Tedbir nafakası
Yoksulluk nafakası, boşanma için yoksulluğa düşen tarafın kusuru daha ağır olan taraftan geçimi için bağlanmasını istediği aylık anlamına gelmektedir. İştirak nafakası, müşterek çocukları olan taraflardan velayeti kendisinde olan tarafın velayet kendisinde olmayan taraftan çocukların tüm bakım ve giderleri için aldığı nafaka türüdür. Son olarak tedbir nafakası ise, boşanma davasının devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin ve çocukların bakımına, geçinmesine, barınmasına, çocukların korunmasına ilişkin geçici önlemlerin alınmasını sağlayan nafaka türüdür. Nafaka türleri ile ilgili olarak daha detaylı bilgi için nafaka konusunda yazılmış olan makalemize bakabilirsiniz.
Nafaka türlerine kısaca değinmiş olmakla birlikte nafakanın ödenmemesi sonuçları oldukça ağır olan bir konudur. Öncelikle şahıslar kendi arasında anlaşamıyor ve nafaka yükümlüsü bir türlü nafakayı ödemiyorsa, nafaka alacaklısının icra takibi başlatması gerekmektedir. Başlatılan icra takibine rağmen nafakanın ödenmemesi uzman bir avukat tarafından yapılacak şikayetle nafaka yükümlüsünün hapis cezası alması gibi ağır sonuçlar doğuracaktır.
Burada bahsi edilen hapis cezası tazyik hapsidir. Nafaka yükümlüsü tazyik hapsi ile cezalandırıldığında, nafakayı ödemesi akabinde bu hapis cezası kalkacaktır.
Bu hususta yapılacak icra ceza mahkemesine şikayetin nevi oldukça önemlidir. Her konuda olduğu gibi burada da eksik hukuki bilgi ile açılan bir davanın sonuçları nafaka alacaklısına oldukça ağır olabilmektedir. Zira yapılacak şikayetin süresi üç aydır. Bu sürenin kaçırılması halinde nafaka alacaklısının yaptığı şikayet reddedilebilecektir. Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 2009/9630 E. 2010/426 K. 01/02/2010 tarihli kararında bu konu ile ilgili şu hükümlere yer verilmiştir: “nafaka borcu her ay işleyen cari alacak niteliğindedir. Müşteki vekili şikayet dilekçesiyle borçlunun, 2008 yılı Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarına ait nafaka borcunu ödememesi nedeniyle cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dilekçede Temmuz ayındaki nafaka borcunun da ödenmediği belirtildiğine ve şikayetin de 23.09.2008 havale tarihi ile yapıldığı gözetildiğinde üç aylık hak düşürücü süre geçmeden şikayette bulunulduğu kabul edilmelidir. Hal böyle olunca itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Aynı şekilde Yargıtay 17. HD. 7.10.2004 T. E:7137, K:10445 sayılı kararında “Şikayet tarihinden geriye doğru üç aylık nafaka borcunun ödenmiş olması halinde -ödenmeyen nafaka borcu daha fazla olsa ve bunlar ödenmemiş dahi olsa- “düşme kararı” verilmesi gerekeceği, nafaka borcu her ay tahakkuk eden ve ödenmesi gereken bir borç olup, Şikayet tarihinden geriye doğru 3 aylık ödenmemiş nafakanın da bulunmadığı gözetilmeden, suçun esastan incelenip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde “müştekinin Şikayet hakkının düşürülmesine” karar verilmiş olması, bozmayı gerektirmiştir.” Hükümlerine yer verilmiştir.
Özetle nafakanın ödenmemesi halinde, usulüne uygun bir şikayet yapılmış ve tüm şikayet şartları var ise nafaka yükümlüsü tazyik hapsine mahkum edilecektir.