Türk Medeni Kanunumuza göre nişanlanma evlenme vaadi ile olur. Bu evlenme vaadi yasal temsilcilerin rızası olmadıkça küçüğü ve kısıtlıyı bağlamayacaktır. Görüldüğü üzere nişanlanma için nişanlanan kişiler küçük yahut kısıtlı ise yasal temsilcilerin izni gerekmektedir. Bu izin nişanlanmadan önce izin verme şeklinde olabileceği gibi, nişanlanmada sonra icazet etme şeklinde de olabilir.
Nişanlanma sözleşmesi bir şekle bağlı değildir. Nişanlanma bu sebeple her türlü kanıtla, resim, video fotoğraf, yüzük vb ile ispatlanabilir. Nişan sözleşmesi birbirleriyle evlenmek isteyen kadın ve erkeğin bu husustaki iradelerini karşılıklı açıklamalarıyla meydana gelir. Taraflar iradelerini her türlü açıklayabilirler. Evlenme vaadi açık olmadığı takdirde hangi sözlerin ve davranışların buna delalet edeceği çevrede hakim olan görüşlere, tarafların kişisel durumlarına ve bağlı oldukları sosyal tabakaya göre belirlenir.
Taraflar nişanlanmanın bozulması halinde, yani evlenmeden kaçınma halinde bir cezai şart koymuş iseler, bu cezai şart dava konusu edilemez. Ancak yapılmış olan ödemeler de geri istenemez. Her ne kadar nişanlanma özü itibariyle evlenmek için söz vermek sayılsa da evlenmeden vazgeçilmesi halinde bu durum karşı tarafa evlenmeye zorlamak için dava hakkı vermez. Peki nişanlanmanın bozulması halinde neler yapılabilir?
Nişanlanmanın Bozulması Sebebiyle Maddi Tazminat Davası
Türk Medeni Kanunu’nun 120. Maddesine göre “Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddi fedakarlıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır.Tazminat istemeye hakkı olan tarafın ana ve babası veya onlar gibi davranan kimseler de, aynı koşullar altında yaptıkları harcamalar için uygun bir tazminat isteyebilirler.”
Madde metninden çıkarılabilecek, nişanlanmanın bozulması sonrasında maddi tazminat isteyebilme şartları şunlardır:
-
Nişanın haklı bir sebep olmadan bozulmuş olması
-
Nişanın taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulmuş olması (Örneğin aldatma, yahut nişanlının başka birisiyle kaçması vb.) gereklidir.
Eğer bu şartlar mevcutsa kusuru olmayan taraf diğer tarafa nişan için yaptığı ve katlanmak zorunda olduğu tüm maddi giderlerle ilgili tazminat davası açabilir. Madde metninden açıkça görüleceği üzere bu dava direk nişanlı tarafından açılabileceği gibi, giderleri yapan anne, baba yahut onlar gibi davranan kimseler tarafından da açılabilir. Örneğin evlenileceği düşüncesiyle ev kiralanmış, eşyalar alınmışsa yukarıdaki şartları sağlaması halinde bu giderler karşı taraftan istenebilir.
Nişanlanmanın Bozulması Sebebiyle Manevi Tazminat Davası
Türk Medeni Kanunu’nun 121. Maddesine göre “Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.” Hükümlerine yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere manevi tazminat davası sadece nişanlılar tarafından açılabilir. Maddi tazminatta olduğu gibi ana, baba yahut onlar gibi davranan kişilerin manevi tazminat açma hakları bulunmamaktadır.