Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması: Hangi Durumlarda Sona Erer?
Boşanma davalarında hükmedilen yoksulluk nafakası, genellikle “süresiz” olarak nitelendirildiği için nafaka yükümlüleri tarafından ömür boyu devam edecek bir borç olarak algılanır. Ancak bu hukuki bir yanılgıdır. Yoksulluk nafakası, “süresiz” olsa da “ömür boyu” değildir ve belirli şartların oluşması halinde sona erer. Kanun, değişen yaşam koşullarına ve tarafların durumlarına göre bu nafakanın sonlandırılması için çeşitli yollar öngörmüştür. Bu nedenle, yoksulluk nafakasının kaldırılması hem nafaka alan hem de ödeyen taraf için önemli hukuki sonuçlar doğuran bir süreçtir. Bu sürecin hangi koşullarda ve nasıl işlediğini bilmek, tarafların haklarını koruması açısından kritik bir öneme sahiptir ve nafaka davaları içinde sıkça karşılaşılan bir durumdur.
Nafakayı Kendiliğinden Sona Erdiren Haller (Otomatik Sonlanma)
Bazı durumlar, herhangi bir mahkeme kararına gerek olmaksızın yoksulluk nafakasını otomatik olarak sona erdirir. Bu haller kanunda kesin bir şekilde belirtilmiştir ve gerçekleştiği anda nafaka yükümlülüğü kendiliğinden ortadan kalkar.
- Nafaka Alacaklısının Yeniden Evlenmesi: Yoksulluk nafakasının sona ermesindeki en net ve en yaygın sebep, nafaka alan eşin resmi olarak başka biriyle evlenmesidir. Evlilikle birlikte, yeni eşin bakım yükümlülüğü başlayacağı için eski eşin nafaka sorumluluğu biter.
- Taraflardan Birinin Vefatı: Nafaka alacaklısının veya nafaka yükümlüsünün vefat etmesi, nafaka borcunu doğal olarak sona erdirir. Nafaka borcu, mirasçılara geçen bir borç değildir.
Bu iki durumun ispatlanması (evlilik cüzdanı, ölüm belgesi vb.) halinde, nafaka yükümlüsü ödemeyi durdurabilir.
Mahkeme Kararıyla Nafakanın Kaldırılması Gereken Haller
Otomatik sona erme halleri dışında, nafakanın kaldırılması için bir dava açılmasını gerektiren durumlar da vardır. Bu durumlarda, nafaka yükümlüsü, nafakanın kaldırılması için haklı bir sebebi olduğunu mahkemede ispatlamak zorundadır. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre yoksulluk nafakasının kaldırılması için en temel gerekçeler şunlardır:
- Nafaka Alacaklısının Evli Gibi Yaşaması (Fiili Birliktelik): Nafaka alan taraf, resmi bir nikah olmaksızın başka bir kişiyle sürekli ve düzenli olarak karı-koca gibi yaşıyorsa, nafaka yükümlüsü bu durumun tespiti ve nafakanın kaldırılması için dava açabilir.
- Haysiyetsiz Hayat Sürme: Nafaka alacaklısının toplumun genel ahlak anlayışına aykırı, onur kırıcı bir yaşam tarzını benimsemesi ve bunu sürekli hale getirmesi durumunda nafaka kaldırılabilir. Bu durumun ispatı oldukça zordur ve somut deliller gerektirir.
- Yoksulluk Durumunun Ortadan Kalkması: Yoksulluk nafakasının temel amacı, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşen eşi korumaktır. Eğer nafaka alan eşin maddi durumu iyileşirse (örneğin, iyi maaşlı bir işe girmesi, kendisine miras kalması, şans oyunlarından büyük bir ikramiye kazanması vb.) ve artık yoksulluk durumu kalmazsa, nafaka yükümlüsü nafakanın kaldırılması davası açabilir.
İspat Yükü ve Yargıtay’ın Yaklaşımı
Nafakanın kaldırılması davalarında, ispat yükü tamamen davayı açan nafaka yükümlüsünün üzerindedir. Yani, nafaka alan eşin evli gibi yaşadığını, haysiyetsiz bir hayat sürdüğünü veya yoksulluk durumunun ortadan kalktığını iddia eden taraf, bu iddialarını somut ve şüpheye yer bırakmayacak delillerle kanıtlamak zorundadır. Yargıtay, nafakanın kaldırılmasını son derece ciddi bir sonuç olarak görmekte ve bu tür davalarda katı bir ispat standardı aramaktadır. Varsayımlar, dedikodular veya soyut iddialar, nafakanın kaldırılması için yeterli değildir. Özellikle “fiili birliktelik” ve “haysiyetsiz hayat sürme” gibi iddialar, kişilerin özel yaşam alanına müdahale niteliği taşıdığından, bu durumların ispatı için sunulan delillerin hukuka uygun olarak elde edilmiş olması da kritik bir öneme sahiptir. Mahkeme, sunulan delilleri yetersiz bulursa, nafakanın tamamen kaldırılması talebini reddedebilir ancak koşullar uygunsa nafaka miktarında bir indirim yapılmasına karar verebilir.
Nafakanın Kaldırılması Davası Süreci
Yukarıda sayılan dava gerektiren hallerden biri oluştuğunda, nafaka yükümlüsü Aile Mahkemesi’nde “Nafakanın Kaldırılması Davası” açmalıdır. Dava dilekçesinde, nafakanın kaldırılmasını gerektiren sebep (örneğin fiili birliktelik veya yoksulluğun ortadan kalkması) açıkça belirtilmeli ve bu iddiayı destekleyen deliller sunulmalıdır. Bu deliller tanık beyanları, sosyal medya paylaşımları, fotoğraflar, banka kayıtları veya tarafların mali durumunu gösteren resmi belgeler olabilir. Mahkeme, delilleri değerlendirerek talebin haklı olup olmadığına karar verir. Bu süreç, nafaka hakkından vazgeçmekten farklıdır; zira nafakadan feragat etme şartları, tarafların kendi iradeleriyle yaptıkları bir anlaşmayı ifade ederken, nafakanın kaldırılması davası tek taraflı bir talep üzerine mahkeme kararıyla gerçekleşir.
Soru–Cevap
Soru: Nafaka alan eski eşim bir işe girdi, nafaka otomatik olarak kesilir mi?
Cevap: Hayır, otomatik olarak kesilmez. Nafaka alan eşin bir işe girmesi, yoksulluk durumunun ortadan kalktığına dair önemli bir karinedir ancak nafakanın kaldırılması için mutlaka bir dava açmanız gerekir. Mahkeme, kişinin aldığı maaşın yoksulluk durumunu ortadan kaldırıp kaldırmadığını değerlendirerek bir karar verecektir.
Sıkça Sorulan Sorular (S.S.S.)
Fiili birlikteliğin ispatı genellikle tanık beyanları (komşular, ortak arkadaşlar vb.), aynı adreste yaşadıklarını gösteren resmi kayıtlar, sosyal medya paylaşımları veya birlikte çekilmiş fotoğraflar gibi delillerle mümkün olur. Bu, hassas ve özel hayatın gizliliğini ihlal etmeden yapılması gereken bir süreçtir.
Evet. Nafakanın kaldırılması davası açmış olmanız, mevcut nafaka borcunuzu durdurmaz. Mahkeme “nafaka kaldırılmıştır” yönünde nihai bir karar verene kadar yasal olarak nafaka ödemeye devam etmeniz gerekir. Aksi takdirde icra takibi ve tazyik hapsi gibi risklerle karşılaşabilirsiniz.
Evet, açılabilir. Bu iki dava birbirinden bağımsızdır. Nafaka alacaklısı nafakanın artırılmasını talep ederken, nafaka yükümlüsü de aynı dönemde şartları oluşmuşsa nafakanın tamamen kaldırılmasını talep edebilir. Mahkeme, bu iki talebi birlikte değerlendirebilir.
Sonuç
Özetle, yoksulluk nafakasının kaldırılması mümkündür ve belirli hukuki koşullara sıkı sıkıya bağlıdır. Yeniden evlenme veya vefat gibi durumlar nafakayı kendiliğinden sona erdirirken, fiili birliktelik, haysiyetsiz yaşam veya yoksulluğun ortadan kalkması gibi haller mahkeme kararı gerektirir. Her durumda, iddiaların somut delillerle ispatlanması zorunludur. Bu süreç, nafaka yükümlülüğünün sonsuza dek sürmediğini ve adil koşullar altında sonlandırılabileceğini gösteren önemli bir hukuki mekanizmadır. Konuyla ilgili daha geniş bir perspektif için nafakanın sona ermesi ve tahsilat süreçleri hakkındaki ana başlığımızı inceleyebilirsiniz.
İletişim
Yoksulluk nafakasının kaldırılması davası açmak veya size karşı açılmış bir davada haklarınızı korumak için profesyonel hukuki destek almanız büyük önem taşır. Avukat Tülin Babaoğlan Yılmaz ve ekibimizden danışmanlık almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Adres: Maidan İş ve Yaşam Merkezi C-112, Eskişehir Yolu Bilkent Kavşağı No: 4, Çankaya / Ankara, 06800
Telefon: 0546 646 70 14
WhatsApp: https://wa.me/905466467014