Çalışmaya Başlayan Kadının Yoksulluk Nafakası ve Hukuki Durumu
Boşanma sonrası ödenen yoksulluk nafakası, tarafların hayatında önemli bir mali denge unsurudur. Ancak hayatın dinamikleri, boşanma anındaki koşulların zamanla değişmesine neden olabilir. Bu değişikliklerin en başında ise, nafaka alan kadının bir işe girmesi ve düzenli bir gelir elde etmeye başlaması gelir. Bu durum, nafaka ödeyen eşin aklına hemen şu soruyu getirir: İşe giren kadının nafakası kesilir mi? Bu sorunun cevabı, kamuoyundaki yaygın kanının aksine, otomatik bir “evet” değildir. Nafakanın kesilmesi, belirli hukuki şartların oluşmasına ve bir mahkeme kararına bağlıdır. Bu süreç, genel nafaka davaları ve sona erme halleri içinde özel bir yere sahiptir ve titizlikle değerlendirilmelidir. Bu yazıda, çalışmaya başlayan bir kadının yoksulluk nafakasının hangi koşullarda kesilebileceğini, bu sürecin nasıl işlediğini ve Yargıtay’ın konuya yaklaşımını detaylı bir şekilde ele alacağız.
Yoksulluk Nafakasının Temel Mantığı: İhtiyaç Unsuru
Yoksulluk nafakasının kesilip kesilmeyeceğini anlamak için, öncelikle bu nafakanın neden bağlandığını hatırlamak gerekir. Yoksulluk nafakasının temel amacı, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşen eşi korumaktır. Yani bu nafakanın varlık sebebi, alacaklının “ihtiyaç” içinde olmasıdır. Dolayısıyla, işe giren kadının nafakası kesilir mi sorusunun hukuki karşılığı şudur: “Kadının işe girmesi, onun yoksulluk durumunu ve nafaka ihtiyacını ortadan kaldırmış mıdır?” Eğer bu sorunun cevabı evetse, nafakanın kaldırılması için yasal bir zemin oluşmuş demektir. Bu, yoksulluk nafakası almanın temel şartı olan “yoksulluğa düşme” koşulunun artık mevcut olmaması anlamına gelir.
Sadece İşe Girmiş Olmak Nafakayı Keser mi?
Hayır. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, nafaka alan kadının sadece bir işe girmiş olması, nafakanın otomatik olarak kesilmesi için yeterli bir sebep değildir. Mahkeme, nafakanın kaldırılması talebini değerlendirirken bütüncül bir yaklaşım sergiler ve şu unsurları inceler:
- Elde Edilen Gelirin Miktarı: Kadının yeni işinden elde ettiği gelir (maaş), onun temel yaşam masraflarını karşılamaya ve onu yoksulluktan kurtarmaya yetiyor mu? Örneğin, asgari ücretle çalışmaya başlamak, özellikle büyük şehirlerdeki yaşam maliyetleri göz önüne alındığında, yoksulluk durumunu her zaman ortadan kaldırmayabilir.
- Yaşam Standardı: Kadının yeni geliri, ona evlilik sırasındaki yaşam standardına yakın bir hayat sürme imkanı tanıyor mu? Eğer yeni gelir, sadece asgari düzeyde bir geçim sağlıyorsa, mahkeme nafakanın tamamen kaldırılması yerine, miktarının azaltılmasına (indirilmesine) karar verebilir.
- Gelirin Sürekliliği: Kadının girdiği işin kalıcı ve düzenli bir gelir sağlayıp sağlamadığı da önemlidir. Kısa süreli, mevsimlik veya geçici bir iş, nafaka ihtiyacını kalıcı olarak ortadan kaldırmaz ve nafakanın kaldırılması için yeterli bir gerekçe oluşturmaz.
Nafakanın Kaldırılması İçin Dava Açma Zorunluluğu
Bu, en çok hata yapılan konulardan biridir. Eski eşinizin bir işe girdiğini öğrendiğinizde, nafaka ödemesini tek taraflı olarak, kendi kararınızla kesemezsiniz. Bunu yapmanız, sizi mevcut mahkeme kararını ihlal eden haksız bir konuma düşürür ve hakkınızda icra takibi başlatılmasına, hatta tazyik hapsi riskiyle karşı karşıya kalmanıza neden olabilir.
Yapılması gereken doğru hukuki hamle, Aile Mahkemesi’nde “Nafakanın Kaldırılması Davası” açmaktır. Bu davada, eski eşinizin bir işe girdiğini ve bu nedenle yoksulluk durumunun ortadan kalktığını somut delillerle ispat etmeniz gerekir. Nafaka yükümlülüğünüz, ancak bu yeni mahkeme kararıyla birlikte sona erer. Bu durum, erkeğin nafaka ödeme yükümlülüğünün sona ermesi için izlenmesi gereken yasal bir prosedürdür.
Dava Sürecinde Hakimin Takdir Yetkisi ve İspat Yükü
Nafakanın kaldırılması davasında karar, otomatik bir formüle göre verilmez; tamamen hakimin takdirine bağlıdır. Hakim, kararını verirken “hakkaniyet” ilkesini gözetir. Bu süreçte ispat yükü, durumun değiştiğini iddia eden tarafa, yani nafakanın kaldırılmasını talep eden nafaka borçlusuna aittir. Davacı, nafaka alacaklısının artık yoksul olmadığını, düzenli ve yeterli bir gelire kavuştuğunu somut delillerle ispat etmek zorundadır. Bu amaçla mahkeme, SGK hizmet dökümü, işyeri maaş yazıları, banka hesap hareketleri gibi belgeleri talep edebilir ve tarafların Sosyal ve Ekonomik Durumlarının (SED) yeniden araştırılmasına karar verebilir. Hakim, tüm bu delilleri bir arada değerlendirerek, kadının yeni gelirinin onu yoksulluktan kurtarıp kurtarmadığına kanaat getirir ve nafakanın tamamen kaldırılmasına, indirilmesine veya talebin reddine karar verir.
İştirak Nafakası (Çocuk Nafakası) Bu Durumdan Etkilenir mi?
Kesinlikle hayır. Bu ayrım hayati öneme sahiptir. Çalışmaya başlayan kadının yoksulluk nafakasının kesilmesi veya azaltılması ihtimali, müşterek çocuklar için ödenen iştirak nafakasını hiçbir şekilde etkilemez. İştirak nafakası, çocuğun velayetine sahip olmayan ebeveynin, çocuğun giderlerine katılması amacıyla ödediği bir nafakadır. Annenin çalışmaya başlaması ve gelir elde etmesi, babanın bu sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. İştirak nafakası, sadece çocuğun ergin olması (18 yaşını doldurması) gibi çocuğun şahsına bağlı durumlarda sona erer.
Soru–Cevap
Soru: Kısaca, işe giren kadının nafakası hemen kesilir mi?
Cevap: Hayır, hemen ve otomatik olarak kesilmez. İşe giren kadının elde ettiği gelirin, onu yoksulluktan kurtarıp kurtarmadığına bakılır. Eğer yeni gelir yoksulluğu ortadan kaldırıyorsa, nafaka ödeyen eşin mahkemeye “nafakanın kaldırılması davası” açması ve bu durumu ispat etmesi gerekir. Nafaka, ancak yeni bir mahkeme kararıyla kesilebilir.
Sıkça Sorulan Sorular (S.S.S.)
Talep edebilirsiniz, ancak mahkeme talebinizi kabul etmeyebilir. Hakim, asgari ücretin günümüz koşullarında kişiyi yoksulluktan tam olarak kurtarmadığına kanaat getirerek, nafakanın tamamen kaldırılması yerine, miktarının indirilmesine karar verebilir.
Sigortasız çalışmayı ispat etmek zordur ancak imkansız değildir. Tanık beyanları (örneğin iş arkadaşlarının veya komşuların ifadeleri), işyerine ait fotoğraf veya videolar, banka hesap hareketleri gibi deliller kullanılabilir. Mahkeme, bu konuda gerekli araştırmaları yapacaktır.
Evet, nafakanın kaldırılması veya uyarlanması davaları, güncel düzenlemeler uyarınca dava şartı arabuluculuk kapsamına alınmıştır. Yani dava açmadan önce arabulucuya başvurmanız yasal bir zorunluluktur.
Sonuç
Sonuç olarak, işe giren kadının nafakası kesilir mi sorusunun cevabı, duruma göre değişir ve otomatik bir sonuç değildir. Belirleyici olan faktör, elde edilen yeni gelirin nafaka ihtiyacını, yani yoksulluk durumunu ortadan kaldırıp kaldırmadığıdır. Bu durumun tespiti ve nafakanın sonlandırılması ise ancak bir mahkeme kararıyla mümkündür. Tek taraflı olarak ödemeyi kesmek, sizi hukuken zor bir duruma sokacaktır. Bu nedenle, sürecin en başından itibaren tüm nafaka almanın genel şartları hakkında bilgi sahibi olmak ve bir avukattan hukuki destek almak en doğru yoldur.
İletişim
Nafakanın kaldırılması veya azaltılması gibi hukuki süreçlerde haklarınızı korumak ve doğru adımları atmak için deneyimli ekibimizle yanınızdayız. Avukat Tülin Babaoğlan Yılmaz’dan profesyonel hukuki danışmanlık ve dava takibi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Adres: Maidan İş ve Yaşam Merkezi C-112, Eskişehir Yolu Bilkent Kavşağı No: 4, Çankaya / Ankara, 06800
Telefon: 0546 646 70 14
WhatsApp: https://wa.me/905466467014